Finansal Risk Yönetimi

Finansal Risk Yönetimi Stratejisi 

Ortaklığın finansal risk yönetimi stratejisi temel olarak nakit akışı ve mali istikrar üzerinde risk teşkil edebilecek unsurların belirlenerek kontrol altında tutulması ile rekabet gücü ve kârlılığın sürdürülebilirliğini hedeflemektedir.

Tanımlanan finansal risklerin yönetimi için her risk özelinde riskten korunma stratejileri geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Finansal risklerin kontrol edilebilir bir seviyede tutulabilmesi için doğal riskten korunma yöntemlerine öncelik verilmekte olup, bunun mümkün olmadığı durumlarda ise finansal işlemler yapılabilmektedir. Bu kapsamda, emtia fiyatı, döviz kurları ve faiz oranlarında yaşanması muhtemel dalgalanmalara karşı türev araçlar kullanılarak riskten korunma işlemleri yapılabilmektedir. Bu işlemler ile öngörülebilirliğin artırılması ve dalgalanma sonucu oluşacak finansal etkinin makul ve yönetilebilir bir seviyeye indirgenmesi hedeflenmektedir.

Ortaklığın risk yönetimi stratejisinin işlevselliği ve etkinliği, ilgili yöneticilerden oluşan Hazine ve Risk Yönetimi Komisyonu tarafından düzenli olarak takip edilmektedir. Komisyon tarafından yapılan periyodik toplantılarda güncel finansal koşullar, makroekonomik görünüm, sektör dinamikleri ve jeopolitik gelişmeler değerlendirilmekte ve belirlenen potansiyel finansal risklerin yönetimi için gerekli kararlar alınmaktadır.

Temel Finansal Risk Unsurları 

Nakit akım riski: Operasyonel faaliyetler ile operasyon dışındaki yatırım ve finansman gibi işlemler sonucunda oluşan kısa, orta ve uzun vadeli nakit giriş/çıkışında oluşacak uyumsuzluğun likiditeyi ve Ortaklık faaliyetlerini sekteye uğratması. 

Akaryakıt fiyatı riski: Jet yakıtı fiyatındaki değişimlerin nakit akışı ve kârlılık üzerindeki etkisi. 

Faiz oranı riski: Faiz oranlarındaki değişimin finansman maliyeti ve portföy getirisi üzerindeki etkisi. 

Döviz kuru riski: Gelir ve giderleri oluşturan farklı kompozisyondaki para birimlerinin değerlerinde oluşacak değişimlerin nakit akışı ve kârlılık üzerindeki etkisi. 

Karşı taraf riski: Finansal işlemlere karşı taraf olan kurumların temerrüde düşmesi durumunda yükümlülüklerini yerine getirememesi ve bunun sonucunda oluşabilecek kayıplar.

Nakit Akım Riski Yönetimi 

Etkin bir nakit yönetimi politikasının tesis edilmesi ve uygulanması Ortaklığın üzerinde hassasiyetle durduğu unsurların başında gelmektedir. Nakit akım riskinin proaktif bir şekilde yönetilebilmesi açısından, her ay düzenli olarak temel para birimleri bazında orta/uzun vadeli nakit akım tahmin çalışması yapılmaktadır. Gelecekteki nakit durumu ve para birimi bazındaki pozisyon hakkında öngörü sağlayan bu çalışma, alınacak yatırım ve finansman kararlarına esas teşkil etmektedir.

Ek olarak; finansal yükümlülüklerinin zamanında yerine getirilebilmesi ve operasyonel devamlılığın güvence altına alınabilmesi açısından, bulundurulması gereken asgari nakit seviyesi de belirlenmiştir. Mevcut ve gelecekte oluşması öngörülen nakit tutarları bu seviyeyi dikkate alarak takip edilmekte ve asgari nakit seviyesinin altına düşülmemesi konusunda gerekli aksiyonlar alınmaktadır.

Akaryakıt Fiyatı Riski Yönetimi

Ortaklığın en yüksek miktarlı operasyonel maliyet kalemi akaryakıt gideridir. Bu sebeple, akaryakıt fiyatında oluşacak değişimler hem nakit akışı hem de şirket kârlılığı üzerinde büyük bir dalgalanma oluşturma potansiyeline sahiptir. Söz konusu etkinin makul ve yönetilebilir bir seviyede tutulabilmesi amacıyla akaryakıt fiyatı riskinden korunma stratejisi geliştirmiştir. Strateji kapsamında, piyasa fiyat ve beklentilerini dikkate alarak, en fazla gelecek 24 aylık dönemi kapsayacak vadede ve bir sonraki ayın öngörülen yakıt tüketiminin en fazla %60’lık kısmına ulaşacak miktarda riskten korunma işlemleri yapılabilmektedir. Söz konusu işlemlerde swap ve opsiyon temelli primli/primsiz türev enstrümanlar kullanılabilmekte olup fiyatların aşırı yükseldiği ve piyasa öngörüsünün bozulduğu durumlarda işlemlere ara verilebilmektedir. 

Ham petrol fiyatı ve jet yakıtı fiyatının seyri arasında tarihi olarak yüksek oranlı bir ilişki olması sebebiyle, riskten korunma işlemlerinde piyasa derinliği daha fazla olan ham petrol dayanak varlığı üzerine dizayn edilmiş türev ürünler kullanılmaktadır. Ayrıca, bilet fiyatının bir bileşeni olan yakıt harcı da akaryakıt fiyatı riskinin yönetimi açısından önem arz etmektedir. Bu kapsamda, uluslararası piyasa faktörlerini ve rekabet ortamını dikkate alarak yakıt harcı belirlenmektedir.

Akaryakıt fiyatı riskinin takibi bağlamında, küresel makroekonomik ve jeopolitik gelişmelerle birlikte akaryakıt fiyatı ve piyasa dinamiklerinde meydana gelen yapısal değişiklikler de yakından takip edilmektedir. Ayrıca, rekabet gücünün korunabilmesi açısından havacılık sektöründe uygulanan diğer stratejiler de rutin olarak değerlendirilmekte olup gerekli görülmesi halinde riskten korunma metodolojisi revize edilebilmektedir.

Döviz Kuru Riski Yönetimi 

Ortaklığın gelir ve giderlerini teşkil eden para birimlerinin dağılımındaki farklılık döviz kuru riski potansiyeli oluşturmaktadır. Döviz kuru riskinin yönetimi açısından öncelikle doğal riskten korunma hedeflenmektedir. Bu bağlamda, Ortaklık tarafından yapılan tüm anlaşmalarda kontrata baz teşkil eden döviz kuru belirlenirken, para birimleri özelindeki pozisyon dikkate alınmakta ve net pozisyonu daha dengeli hale getirecek para birimleri tercih edilmektedir. 

Döviz kuru riskinden doğal riskten korunma uygulaması olarak, Ortaklığın 2015 yılı Mayıs ayında Türkiye çıkışlı yurt dışı uçuşların fiyatlamasında avrodan ABD dolarına geçiş yapılması yönünde çalışmalar yapmıştır. Bu geçişin sağlanması neticesinde Ortaklığın avrodaki uzun pozisyonu ve ABD dolarındaki kısa pozisyonu daha dengeli hale gelmiştir. Ek olarak, uçak finansmanı, ticari kredi kullanımları ve satın alma operasyonları gibi kontrat bazında yönetilebilen işlemlerde de mümkün olduğunca döviz pozisyonunu daha dengeli hale getirecek para birimleri tercih edilmektedir.

Doğal riskten korunma yaklaşımının yanı sıra ihtiyaç halinde forward ve opsiyon temelli primli/primsiz türev ürünler kullanılarak döviz kuru riskinin yönetilmesine yönelik işlemler gerçekleştirilebilmektedir.

Faiz Oranı Riski Yönetimi 

Türk Hava Yolları, başta uçak temini olmak üzere, yapmış olduğu tüm yatırımların ve işletme sermayesi ihtiyaçlarının finansmanından ötürü uzun vadeli bir borç portföyü taşımaktadır. Söz konusu borç portföyünü oluşturan işlemler sabit veya değişken faizli olabilmektedir. Diğer taraftan Ortaklık, öncelik nakit akış planlamasına verilmek üzere, nakit mevcudu üzerinden vade-getiri ilişkisini optimum düzeyde tutacak şekilde finansal işlemler yaparak getiri sağlamaktadır. 

Faiz oranı riskinin yönetimi kapsamında, faiz oranlarındaki değişimin finansman maliyeti ve portföy getirisi üzerinde oluşturabileceği konsolide etki düzenli olarak analiz edilmektedir. Gerekli görülmesi durumunda, swap ve opsiyon temelli türev ürünler kullanılarak riskten korunma işlemleri yapılabilmekte ve böylece değişken faizli finansmanlardan oluşacak faiz yükümlülüğünün kontrol edilebilir bir seviyede tutulabilmesi amaçlanmaktadır.

Karşı Taraf Riski Yönetimi 

Ortaklığın gerçekleştirdiği finansal işlemlere karşı taraf olan finansal kuruluşların temerrüte düşmesi durumunda ortaya çıkacak olası kaybın asgari seviyede olması hedeflenmektedir. Bu sebeple, finansal işlemler kapsamında çalışılabilecek kurumlarla yapılabilecek azami işlem hacminin belirlenebilmesi için limit/risk metodolojileri geliştirilmiştir. 

Mevduat işlemlerinde esas olarak piyasa tarafından kabul görmüş çeşitli finansal metrikler değerlendirilerek nihai işlem limiti belirlenmektedir. Türev işlemlerde ise bu metriklerle birlikte, karşı tarafın temerrüt olasılığı da dikkate alınmakta ve buna göre karşı taraf işlem limitleri belirlenmektedir. Bu bağlamda, yurt içinde yerleşik kuruluşlarla “Türev Çerçeve Sözleşmesi”, yurt dışı kuruluşlarla “International Swaps and Derivatives Association” (ISDA) ve “Credit Support Annex” (CSA) sözleşmeleri imzalanmaktadır.